-
Aksoy, Tuğçe (2017) “Müşteri Memnuniyeti Araştırmalarında Cinsiyet Faktörünün Etkisi”,
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,
Pazarlama Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tez
-
AKSOY, Tuğçe, Çetin Kalburan, Duygu Koçoğlu ve Selçuk Burak Haşıloğlu (2017)
“Cinsiyet Kimliğine Göre Cevaplama Eğilimi Var Mıdır?”, Tüketici ve Tüketim Araştırmaları Dergisi, 9 (1), 57-70
-
Aksoy, Tuğçe, Duygu Koçoğlu & Selçuk Burak Haşıloğlu (2017)
“Cinsiyete Göre Memnuniyet Dağılımları ve Ekstrem Katılımcı Cevaplama Tarzları”
22. Pazarlama Kongresi, 28-30 Eylül 2017, Trabzon, 409-422
Araştırmada cevaplayıcıların cinsiyet kimliklerine göre ekstrem katılımcı cevaplama tarzlarına bakılmış, androjen bireylerin ekstrem katılımcı cevaplama düzeylerinin diğer cinsiyet kimliklerine göre daha fazla olduğu görülmüştür. Androjen bireyler, olumlu kadınsı ve olumlu erkeksi özelliklere sahip olan bireylerdir (Bem, Martyna ve Watson, 1976). Kadınsı “sevecen ve duyarlı” ve erkeksi “lider ve kolay karar verebilen” özelliklerin her ikisini de taşıyan bir androjen bireyin olumlu ve kararlı olması beklenen bir sonuçtur. Ayrıca, androjenlik özelliğine sahip bireylerin diğer cinsiyet kimlik özelliklerine sahip bireylere göre yaşam memnuniyetlerinin daha yüksek olduğunu ve bu bireylerin daha olumlu yaklaşım sergilediğini söylemek mümkündür. Kısaca, androjen bireyin liderlik özelliği taşıması onun ekstrem cevaplama tarzı göstermesine ve sevecenlik özelliğine sahip olması da katılımcı cevaplama tarzı göstermesine sebep olduğu düşünülmektedir.
Araştırma sonucunda bölgelere göre yaşam memnuniyet düzeylerinde farklılık tespit edilmiştir; doğuda yaşayanların, batıda yaşayan cevaplayıcılara göre yaşam memnuniyeti düşüktür. Sonuçlar Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2015 yılında yaptığı yaşam memnuniyet endeksi ile benzerlik göstermektedir. TÜİK’e göre yaşam memnuniyeti boyutunda ilk sıralarda; Ege ve Karadeniz Bölgesi’ne ait iller olan Sinop, Afyonkarahisar ve Bayburt yer almaktadır. Yaşam memnuniyeti endeksinde son sırayı Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Tunceli ve Diyarbakır yer almaktadır (TÜİK, 2016). Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi yaşam memnuniyet düzeylerinin düşük çıkması bölgede yaşanan terör olaylarından, iklim koşullarının sert olmasından, toplumsal cinsiyet rollerinin bireyleri daha baskı altında tutmasından kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir.
Araştırmada yaşam memnuniyeti arttıkça müşteri memnuniyetinin de arttığı ya da tam tersinin geçerli olduğu tespit edilmiştir. Mutlu olan ve yaşamlarından memnuniyet duyan kişiler başlarından geçen olumsuz durumlar karşısında bile pozitif tepkiler verirler. Dünyayı genel olarak daha hoş bir yer olarak görürler ve zamanın, hayatın olumlu yönlerine odaklanırlar. Yaşamından memnuniyet duyan bireylerin müşteri memnuniyetlerinin de yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Literatürde bu sonucu destekleyen birçok çalışma yapılmıştır (Diener, 2000, Veenhoven, 1996; Lyubomirsky ve ark., 2009; Adler ve Fagley, 2005; Watkins, Woodward, Stone ve Kolts, 2003; McCullough, Emmons ve Tsang, 2002; Lazarus ve Lazarus, 1994; Mayer, Salovey, Gomberg-Kaufman, ve Blainey, 1991; Ortony, Clore, ve Collins, 1988; Weiner, 1986). Dolayısıyla yaşam memnuniyeti yüksek olan cevaplayıcıların katılımcı yönlü (KCT ve EKCT) cevaplama tarzı sergiledikleri söylenebilir.
Araştırma esnasında cevaplayıcıların “yaşam memnuniyeti” sorularını cevaplarken yaşama dair şükür mesajları kullandıkları gözlemlenmiştir. Gidilen illerde bölge ayrımı olmaksızın cevaplayıcıların yaşam memnuniyet sorularını şükrederek cevaplandırdıkları görülmüştür. Bu nedenle gelecek çalışmalarda şükür faktörü kullanılarak, aslında yaşam memnuniyetinin ve buna bağlı olarak yüksek KCT değerinin Allah’a duyulan şükrandan mı kaynaklandığının ölçülmesi (ayrı bir çalışma konusu olarak) araştırmacılara önerilir.
Araştırmada aynı zamanda cinsiyet, cinsiyet kimliği, yaş, medeni durum, eğitim, yaşam memnuniyeti faktörlerine göre ekstrem cevaplama tarzı düzeyini tahmin etmek ve gelecekteki benzer araştırmalara yol göstermek amacıyla karar ağaçları oluşturulmuştur. Karar ağaçları yöntemi, uygulanması ve yorumlanmasının kolay olması açısından tercih edilmiştir ve tahminlemede bulunulmuştur. Araştırmanın dikkat çeken karar ağacı bulgularına göre; Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgesi’nde yaşayan 31 yaş ve üzerinde eğitim düzeyi lisans ve lisansüstü olan cevaplayıcıların yaşam memnuniyet düzeylerinin yüksek, ekstrem cevaplama düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür.
Özet olarak, androjen bireylerin katılımcı cevaplama eğilimlerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, androjenlik özelliğine sahip bireylerin diğer cinsiyet kimlik özelliklerine sahip bireylere göre yaşam memnuniyetlerinin daha yüksek olduğunu ve bu bireylerin daha olumlu yaklaşım sergilediğini söylemek mümkündür. Ayrıca maskulenlik maddelerinden biri olan “daha kolay karar verebilen” özelliğinin androjen bireylerde de görülmesi beklenir. Bu durumun kaynağı, androjenlikte maskulenlik bileşeninin yer almasıdır. Feminen bireylerin orta noktaya yönelmelerinin sebebi kendilerini maskulen ve androjen bireylere göre daha kararsız olmalarından kaynaklanabilir. Oysaki bir Likert tipi ölçekte orta nokta kararsızlığı değil tarafsızlığı işaret eder. Son söz olarak; pazarlama araştırmacılarına, yaptıkları müşteri memnuniyeti ve cevaplama eğilimi çalışmalarında elde ettikleri bulguları yorumlarken, cevaplayıcıların biyolojik cinsiyetleriyle birlikte yaşadıkları kültür ve kişilikleri sonucu ortaya çıkan cinsiyet kimliklerini de dikkate almaları gerektiği söylenebilir. Yalnızca biyolojik cinsiyetin esas alınması ve cinsiyet kimliğinin göz ardı edilmesi bulguların yorumlanmasında bir eksikliğe neden olabilir.
-
KALBURAN, Çetin, Selçuk Burak Haşıloğlu (2017) “Is there any difference between the results of the survey marked by the interviewer and the respondent?”, 7th Global Academic Meeting, GAM 2017 23-24 March 2017, Budapest, Hungary; European Scientific Journal-ESJ, 13(12), 233-238
Bu çalışmada, anketör tarafından işaretlenen anketlerin sonuçları ile cevaplayıcı tarafından işaretlenen anketlerin sonuçları arasında fark olup olmadığı araştırılmıştır. Bulgular iki yöntem ile elde edilen veriler arasında bir fark olduğunu göstermektedir. Ek olarak, sonuçlar cevaplayıcı tarafından doldurulan anketlerde ortalamaların daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Güvenirlik analizi ve açıklanan varyans karşılaştırıldığında, cevaplayıcılar tarafından anketlerin doldurulmasının daha iyi bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmadaki sonuçların kullanılan ölçekle de ilişkili (Yaşam Doyumu Ölçeği-SWLS) olarak ortaya çıkmış olabileceği dikkate alınmalıdır. Farklılık ve özellikle hangi yöntemin yüksek veya düşük puanlar ürettiği ölçülen nesne veya ölçüm aletine bağlı olarak değişebilir.
-
Gürkaynak, Şeyda, Çetin Kalburan & Selçuk Burak Haşıloğlu (2017) “Ölçeklerde Kullanılan İki Farklı Etiket Formatının Kıyaslanması: Bütün Etiketleme ve Uçları Etiketleme” 22. Pazarlama Kongresi, 28-30 Eylül 2017, Trabzon, 455-462
Bütün etiketleme ile sadece uçları etiketleme formatları arasındaki farklılığın incelendiği bu çalışmada elde edilen temel bulgu, her iki formatın istatistiki olarak kıyaslanabilir olduğu yönündedir. Ayrıca ekstrem cevaplama tarzı açısından etiket formatları arasında da anlamlı farklılık tespit edilmiş olup bu fark ciddi bir düzeydedir. Bu çalışmada elde edilen bulgulara göre her nokta için etiket kullanılan ölçeklerde cevaplayıcıların her iki ucu işaretleme oranı %36 iken, sadece uçlara etiket verilen anket formlarında bu oran %50’ye yükselmektedir.
Dolayısıyla bu araştırmanın bulgularına göre SERVQUAL ölçeğinin kullanıldığı saha çalışmalarında sadece iki uca etiket verilen ölçeklerde ekstrem cevaplama tarzı daha yüksektir. Başka bir ifadeyle sadece uç noktalarda yer alan etiket formatında verilen cevapların, ekstrem cevaplama tarzı açısından kirlenme düzeyleri, her bir noktaya verilen etiket formatına göre daha yüksektir.
-
Akbaş, Havva, Çetin Kalburan, Selçuk Burak Haşıloğlu (2017) “Is it sufficient to use 4 point scales in order to prevent escape responses?”, 50th Academy of Marketing Conference-2017, 3-6 July 2017, Hull, UK, Proceedings, 81
Araştırmanın amacı ölçeklerde tarafsız (orta) noktayı kullanmadan kaynaklanan sakıncaların önüne geçmek adına; çift sayılı cevap alternatifli ölçeklerin ve fikrim yok şeklindeki zorlanmamış ölçeklerin birbirleri ile farklılıklarını ve cevaplama tarzlarını incelemektir. Bu amaçla araştırma kapsamında 4, 4+0, 5 ve 5+0 şeklindeki dört farklı cevap alternatifli ölçekler karşılaştırılmıştır. Bu araştırma ile çift cevap alternatifli ölçekler ile orta noktası olan ölçeklerin ortalamaları arasında bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bu bulgu orta noktayı kaçamak olarak cevaplayanların önüne geçmek için çift cevap alternatifli ölçeklerin kullanılmasının tek başına yeterli olmayacağının bir göstergesidir. Çünkü orta noktayı bir kaçış amaçlı işaretleyen cevaplayıcılar, orta noktanın olmadığı 4’lü ölçeklerde ortadaki iki cevaptan birini işaretlemektedirler.
Diğer yandan elde edilen bir diğer bulgu ise, 5’li ölçekte “fikrim yok” seçeneğine yer verilmesi, orta noktanın işaretlenme oranında kayda değer bir azalmaya neden olamadığı yönündedir. Ancak orta noktanın olmadığı 4’lü ölçeklerde “fikrim yok” seçeneğine de yer verilmesi durumda ortadaki her iki cevabın işaretlenme oranın azaldığı tespit edilmiştir. Son olarak, söz konusu ölçekte katılımcı cevaplama tarzı oranı katılımcı olmayan cevaplama tarzı oranına göre daha yüksek olup; 4+fikrim yok tipi ölçeğin katılımcı cevaplama tarzı değeri, diğer ölçeklere göre en yüksektir.
Dolayısıyla ölçeklerde tarafsız (orta) noktanın kullanılmasından kaynaklanan kaçış amaçlı cevapların önüne geçmek adına, sadece çift sayılı cevap alternatifli ölçeklerin kullanılması yeterli olmayacaktır. Yine, orta noktayı fikri olmayanların işaretlemesinin önüne geçmek için fikrim yok şeklindeki zorlanmamış ölçek kullanılması da tek başına yeterli olmayacaktır. Bu nedenle araştırmacıların başta SERVQUAL ölçeği olmak üzere; benzeri araştırmalarda orta noktası olmayan çift cevap alternatifli ölçekler kullanmaları ve bu ölçeğe ek olarak “fikrim yok” şeklinde seçeneklere de yer verilmesi tavsiye edilir.
-
Kalburan, Çetin (2017) “Pazarlama Araştırmalarında Türkiye’nin Cevaplama Eğilimi Profili” Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Genel İşletme Doktora Programı, Doktora Tezi
Araştırma kapsamında elde edilen ilk sonuç, ölçek nokta sayısına göre cevaplama tarzlarının farklılık gösterdiğidir. Buradaki en belirgin husus ekstrem cevaplamaya ilişkindir. Türkiye genelindeki verilere göre ölçek nokta sayısı arttıkça ECT sistematik olarak düşüş göstermektedir. Ekstrem cevaplamada 6 ve 7 noktalı ölçek arasında bir farklılık bulunmamakta, diğer tüm karşılaştırmalarda ise ölçekler arasında farklılık bulunmaktadır. Clarke III (2000: 146) araştırması sonucunda 3 ile 5 noktalı ölçek karşılaştırıldığında 5 noktalı ölçekte ECT’nin önemli ölçüde azaldığını vurgulamıştır. Araştırmalarında nokta sayısı 3, 4 ve 5 olan ölçekleri karşılaştıran Bardakcı vd.’nin (2010) bulguları da nokta sayısı arttıkça ECT’nin azaldığını ortaya koymaktadır. Bu araştırmada elde edilen sonuç Clarke III (2000) ve Bardakcı vd.’nin (2010) bulgularını destekler niteliktedir. Bu düşüşün nedeninin cevap alternatifi olarak sunulan ara değer sayısındaki artış olması muhtemeldir. Çünkü ara değer sayısındaki artışın orta noktanın kullanılmasında da benzer farklılığı ortaya çıkardığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma bulgularına göre 5 ve 7 noktalı ölçekler karşılaştırıldığında, 5 noktalı ölçeğe verilen cevaplarda 7 noktalı ölçeğe göre orta nokta daha fazla işaretlenmektedir.
Coğrafi bölgelerin cevaplama tarzlarına ilişkin sonuçlar ise iki başlık altında incelenebilir. Bunlardan ilki cevaplama tarzlarına göre bölgelerin karşılaştırılmasına ilişkin sonuçlar, ikincisi ise her bir bölgenin kendi içinde ölçek nokta sayısına göre cevaplama tarzlarına ilişkin sonuçları kapsamaktadır.
Coğrafi bölgelerin cevaplama tarzları karşılaştırılarak incelendiğinde elde edilen sonuçlara göre ONCT dışında tüm cevaplama tarzlarında bölgeler birbirinden farklılık göstermektedir. İlk fark ekstrem noktaların kullanımına ilişkindir. Karadeniz ve Marmara bölgelerinde yer alan cevaplayıcılar olumlu yöndeki uç noktaları (EKCT), Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki cevaplayıcılar olumsuz yöndeki uç noktaları (EKOCT) daha fazla işaretlemektedir. Katılımcılık ve katılımcı olmama ayrı ayrı ele alındığında (KCT ve KOCT) ise katılımcı bölgeler sıralamasında Marmara ve Ege bölgelerinin ilk iki sırada yer aldığı, katılımcı olmayan bölgeler sıralamasında ise Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinin ilk iki sırada yer aldığı görülmektedir. Sonuçlar eğitim düzeyi aynı olan bireyler için de benzerlik göstermektedir. Bu sonuçlara göre, Marmara ve Ege bölgelerindeki cevaplayıcıların cevaplama eğilimlerinin daha olumlu cevaplar verme yönünde, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki cevaplayıcıların cevaplama eğilimlerinin daha olumsuz cevaplar verme yönünde olduğu söylenebilir. Literatürde hem farklı ülke karşılaştırmalarında (Zax ve Takahashi, 1967, Chen vd., 1995; Van Herk vd., 2004; Stening ve Everett, 1984) hem de aynı ülkedeki farklı kültürlerin karşılaştırılmalarında (Hui ve Triandis, 1989; Marin vd., 1992; Javeline, 1999; Clarke III., 2000; Davis vd., 2011) cevaplama tarzında kültürler arasında farklılıklar bulunduğuna ilişkin sonuçlara ulaşılmıştır. Literatürde yer alan bulgular ışığında bu çalışmada ortaya çıkan bölgeler arasındaki cevaplama tarzı farklılığına kültürel farklılıkların etki ettiği düşünülebilir.
Bu çalışmada incelenen değişkenlerden birisi de yaşam memnuniyetidir. Yaşam memnuniyetine göre cevaplama tarzı değerleri incelendiğinde yaşam memnuniyeti düşük düzeyde olanların hem olumsuz yöndeki uç noktayı daha fazla işaretlediği (EKOCT) hem de orta noktanın solunda kalan katılımcı olmayan ifadelere daha fazla yöneldiği (KOCT) ve toplamda daha az katılımcı oldukları (NKCT) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç, bölgelerin cevaplama tarzlarıyla karşılaştırıldığında, bölgeler arasındaki cevaplama tarzı farklılığına yaşam memnuniyetinin de etkisini ortaya koymaktadır. Yaşam memnuniyeti düzeylerine göre cevaplama tarzları değerlerindeki farklılık bölgeler arasındaki farklılıktan çok daha belirgindir. Bu nedenle yaşam memnuniyetinin cevaplama tarzına bölgeler ya da kültürel farklılıktan daha fazla yön verdiği söylenebilir.
Her bir bölgenin kendi içinde ölçek nokta sayısına göre cevaplama tarzlarına ilişkin sonuçlar Türkiye genelindeki ölçek nokta sayısı ve cevaplama tarzı sonuçlarıyla kısmen farklılık göstermektedir. Özellikle, Türkiye genelinde ölçek nokta sayısı arttıkça ECT düşüş gösterirken, bölgeler tek başlarına ele alınıp incelendiğinde bu eğilimin bölgelere göre farklılaşabildiği sonucuna ulaşılmıştır. Örnek olarak, Marmara Bölgesi’nde ölçek nokta sayısı arttıkça ECT’deki sistematik düşüş 6 noktalı ölçekle beraber sonlanmakta, 7 ve 10 noktalı ölçekte artış göstermektedir. Bununla beraber 6, 7, 10 noktalı ölçekler ECT açısından 5 noktalı ölçekten istatistiksel olarak bir farklılık ortaya koymamaktadır. Ege Bölgesi’ne ait ECT ise ölçek nokta sayısı arttıkça sistematik olarak düşüş gösterirken 6, 7 ve 10 noktalı ölçekler arasında istatistiksel olarak farklılık bulunmamaktadır. Karadeniz Bölgesi de ECT açısından ölçek nokta sayısı arttıkça sistematik olarak düşüş gösterirken, 4 noktalı ölçeğin yüksek ekstrem cevaplama oranıyla diğer ölçeklerden ayrıldığı diğer ölçeklerin ise kendi aralarında bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde ECT genel olarak ölçek nokta sayısı arttıkça düşüş göstermekle beraber, 7 ve 10 noktalı ölçek arasında bir farklılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise ECT ölçek nokta sayısı arttıkça sistematik olarak düşüş gösterirken, 4 noktalı ölçek en yüksek oranıyla 10 noktalı ölçek ise en düşük oranıyla diğer tüm ölçeklerden farklılık göstermektedir. Bu sonuçlara göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ECT’sinin diğer bölgelerden çok daha belirgin bir şekilde ölçek nokta sayısına duyarlı olduğu söylenebilir.
Cevaplama tarzları araştırılan değişkenlerden birisi de cinsiyettir. Elde edilen sonuçlar erkeklerin kadınlardan daha fazla ekstrem cevaplar verdiğini, erkekler daha fazla uç noktaları işaretlerken kadınların ara değerleri daha fazla işaretlediklerini göstermektedir. Nokta sayısına göre her bir ölçek formu için ayrı ayrı cinsiyete göre cevaplama tarzı değerleri incelendiğinde ise 4, 5 ve 6 noktalı ölçeklerde erkekler kadınlardan daha fazla ekstrem noktaları işaretlerken 7 ve 10 noktalı ölçekte bu farklılığın ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ölçek nokta sayısı arttıkça ara değer sayısındaki artışın cinsiyetler arasındaki farkın ortadan kalkmasına etki ettiği düşünülebilir. Literatürde erkek ve kadın arasında ECT açısından bir farklılık olmadığına ilişkin sonuçlar ağırlıktadır (Light vd., 1965; Bachman ve O'Malley, 1984; Marin vd., 1992; Clarke III.,2000). Farklı bir sonuca ulaşan Crandall (1973) ise kadınların erkeklerden daha fazla pozitif yönlü uç noktayı işaretlediklerini, negatif yönlü uç noktayı işaretlemede ise erkek ve kadınlar arasında bir farklılık olmadığını ortaya koymuştur. ECT bağlamında bu araştırmanın cinsiyete ilişkin sonuçları, 7 ve 10 noktalı ölçek dışında literatürdeki araştırmalarla farklılık göstermektedir. Cinsiyete ilişkin elde edilen bir diğer sonuç orta noktanın kullanımı ile ilgilidir. 5 noktalı ölçek kullanıldığında kadınlar erkelerden daha fazla orta noktayı işaretlemişlerdir.
Yaşa göre cevaplama tarzları incelendiğinde 50 yaş ve üstü bireylerin hem olumlu yönde hem de olumsuz yönde uç noktaları daha fazla işaretledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuç literatürde yer alan çalışmalar ile (Greenleaf, 1992; Meisenberg ve Williams, 2008; Kieruj ve Moors, 2013; Jamieson ve Spotts, 2015) örtüşmektedir. Katılımcılık ile ilgili puanlar incelendiğinde ise 50 yaş ve üstü grubun daha katılımcı olduğu ve özellikle 20 yaş ve altında kalan bireylerin daha az katılımcı özellik göstererek diğer yaş gruplarından ayrıldığı tespit edilmiştir. Bu sonuç Meisenberg ve Williams (2008) ile Vigil-Colet vd.’nin (2013) araştırma sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir. Orta noktayı işaretleme açısından yaş grupları arasında bir farklılığa rastlanmazken, soruların cevaplanmama oranı yaş arttıkça artmaktadır.
Araştırmada elde edilen bir diğer sonuç, cevaplama tarzlarının tamamının eğitim düzeyine göre farklılık göstermesidir. Eğitim seviyesi düştükçe hem olumlu yönde yer alan uç noktayı işaretleme (EKCT) hem de olumsuz yönde yer alan uç noktayı işaretleme (EKOCT) oranı artmaktadır. Diğer bir ifadeyle, eğitim seviyesi azaldıkça ekstrem cevaplama artış göstermektedir. Ulaşılan bu sonuç Meisenberg ve Williams’in (2008) seksen ülkede gerçekleştirilmiş anket verilerinden elde etmiş olduğu ECT bulgularını destekler niteliktedir. Marin vd. ’nin (1992) araştırmalarında da daha az eğitim seviyesine sahip olanların (12 yıldan az örgün eğitim almış olanlar), daha fazla eğitim almış olanlara göre ekstrem cevaplama eğilimlerinin yüksek olduğu sonucu yer almaktadır. Marin vd.’nin (1992) ulaştığı bulgular da araştırma sonuçlarıyla paralellik göstermektedir.
Eğitim düzeyi ve cevaplama tarzına ilişkin diğer bulgular ise eğitim seviyesi arttıkça katılımcılığın arttığını, orta noktanın daha fazla işaretlendiğini ve cevaplanmayan soru madde sayısı oranının düştüğünü ortaya koymaktadır. Elde edilen bu sonuçlar nokta sayısına göre her bir ölçek formu için geçerlilik göstermektedir. Eğitim seviyesi arttıkça katılımcılığın artmakta olduğuna ilişkin bulgular Rammstedt ve Farmer (2013) ve Meisenberg ve Williams’ın (2008) araştırma sonuçlarıyla çelişmektedir. Bu araştırmalarda elde edilen sonuç eğitim ve KCT arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu şeklindedir. Ancak Meisenberg ve Williams (2008) KCT’nin az gelişmiş ve yüksek düzeyde yolsuzluk olan ülkelerde daha yaygın olduğunu vurgulamışlardır.
Bu çalışmada araştırılan bir diğer değişken ise cevaplama kalitesidir. Cevaplama kalitesine göre gerçekleştirilen analizlerden elde edilen sonuçlar cevaplama tarzlarına, demografik ve coğrafi faktörlere göre olmak üzere üç başlık altında özetlenebilir.
Cevaplama tarzına ilişkin sonuçlar, cevaplama kalitesi düşük bireylerin ölçeğin uç noktalarını daha fazla işaretleme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Diğer bir sonuca göre, cevaplama kalitesi düşük bireyler daha az katılımcı özellik göstermekte ve daha fazla cevapsız soru maddesi bırakmaktadırlar.
Orta noktanın kullanımına ilişkin sonuçlar ise iki farklı yönde ele alınabilir. Bunlardan ilki cevaplama kalitesi yükseldikçe orta noktanın daha fazla kullanıldığıdır. Ancak bir diğer sonuç da cevaplama kalitesi tanımlanamayan grubun çok daha fazla orta noktayı işaretlediğini ortaya koymaktadır. Elde edilen bu iki sonuca göre, orta noktanın bir yandan cevaplama kalitesi yüksek olan bireyler tarafından bir yandan da orta noktayı rastgele işaretleyen ya da bir kaçış noktası olarak kullanan bireyler tarafından tercih edildiği söylenebilir.
Eğitim düzeyi açısından cevaplama kalitesi incelendiğinde ise eğitim düzeyi arttıkça cevaplama kalitesinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç “eğitim-cevaplama tarzları” ve “cevaplama kalitesi-cevaplama tarzları”na ilişkin sonuçlarla örtüşmektedir. Araştırılan tüm ölçeklerde 40 yaş ve üzerindeki bireylerde cevaplama kalitesinde düşüş görülmesi elde edilen bir diğer sonuçtur.
Cevaplama kalitesi coğrafi bölgelere göre karşılaştırıldığında bölgeler arasında farklılık olduğu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre cevaplama kalitesi en düşük bölgeler Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olup bu iki bölge özellikle Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgeleriyle farklılık göstermektedir. Coğrafi bölgelerin ölçek nokta sayısına göre cevaplama kalitesi kendi içerisinde incelendiğinde ise İç Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dışında cevaplama kalitesi ölçek nokta sayısına göre farklılık göstermemektedir. İç Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise cevaplama kalitesinin en düşük olduğu ölçeğin 4 noktalı ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
-
Kalburan, Çetin (2017) “Pazarlama Araştırmalarında Türkiye’nin Cevaplama Eğilimi Profili” Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Genel İşletme Doktora Programı, Doktora Tezi
-
Kalburan, Çetin, Selçuk Burak Haşıloğlu, Ahmet Bardakcı (2018 bekleniyor) “Does a difference in the number of response categories change the results for ACSI in the mobile phone sector?”, hakem değerlendirme sürecinde
Nokta sayısına göre ölçeklerde yer alan yol katsayılarının karşılaştırılması amacıyla her bir ölçek için parçalı en küçük kareler yöntemi ile modeller test edilmiş ve tüm modellerin ayırt edici geçerliği sağladığı varsayılmıştır. Güvenirliğe ilişkin elde edilen sonuç, ölçek nokta sayısı arttıkça sistematik bir artışın ortaya çıktığı ancak değerlerin birbirinden uzak olmadığıdır. Ölçek nokta sayısı arttıkça güvenirliğin sistematik artışını ortaya koyan bu bulgu, 7 ve 11 noktalı ölçeği karşılaştıran Alwin (1997) ile 5, 7 ve 11 noktalı ölçekleri karşılaştıran Doğan vd.’nin (2017) araştırma sonuçlarını desteklemektedir. Modeller karşılaştırıldığında ise yol katsayılarının neredeyse tamamının aynı yönde, istatistiksel olarak anlamlılıklarının her bir yol için benzer olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yol katsayılarında ölçek nokta sayısına göre sistematik bir artış ya da düşüş yoktur. Ayrıca ölçeklerden hiçbiri tüm yol katsayılarında en yüksek ya da en düşük değere sahip değildir.